Doğu, Güney ve Batı Cephesinde Mücadele

Doğu, Güney ve Batı Cephesinde Mücadele

Kazım Karabekir, doğu cephesinde Ermenilere ve Fransızlara karşı mücadele etmiş, Ermeni kuvvetlerini Doğu Anadolu’dan atmayı başarmıştır. Ermenileri ülkeden kovduktan sonra Gümrü Anlaşması İmzalanmıştır. 3 Aralık 1920 tarihinde imzalanan Gümrü anlaşmasıyla hem Ermenilerle hem de Sovyetlerle anlaşılmış oldu. Sovyetlerin desteğini almak TBMM için çok önemliydi. Diğer yandan Kurtuluş Savaşı devam ederken Pakistan, Hindistan, İran ve Azerbaycan gibi kardeş ülkelerden TBMM’ye çeşitli yardımlar gelmiştir. Azerbaycan’daki Türk anaların kollarındaki bilezikleri çıkararak Anadolu’ya yolladığı bilinmektedir. Kardeş ülkelerin desteğini alan Türk ordusu daha güçlü bir şekilde düşmanla mücadele etmiştir. Doğu Cephesinin dışında Güney Cepheleri de çok büyük bir direnişe sahne olmuştur. Güney Cephesinde Kuvayı Milliye güçleri Fransızlarla savaşmıştır. Güney Cephesindeki başarılarımızın büyük emektarı Kuvayı Milliye güçleridir. Fransızlar 30 Ekim 1919 tarihinde Maraş ile Urfa’yı ve 5 Kasım 1919 tarihinde de Antep’i işgal etmişlerdir. Antep aslında önce İngilizler tarafından işgal edilmiş, sonra da Fransızların kontrolüne bırakılmıştır. Bütün bunlar gerçekleşirken Padişah Vahdettin’de bütün baskı ve zorlamalara rağmen İstanbul’dan ayrılmamış ve şehrin Türklerin elinde kalmasını sağlamıştır. Güney Cephesinde, Kuvayı Milliye güçleriyle baş edemeyeceğini anlayan Fransız ordusu tek tek işgal ettiği şehirlerden çekilmiştir. Bu doğrultuda 21 Ekim 1921 tarihinde Fransızlarla Ankara Anlaşması imzalanmıştır. Bu sayede Fransız işgali sona ermiştir. Fransız işgalinde büyük bir direniş gösteren Urfa, Maraş ve Antep şehirleri Cumhuriyet ilan edildikten sonra Kahraman, Gazi, Şanlı gibi unvanlara layık görüldü.

Kurtuluş Savaşı’nın Son Yılları

Fransızların 2 yıl gibi kısa bir sürede geri çekilmesi İtalyanları korkutmuştu. İtalyan Kuvvetleri, işgalin başından beri İzmir’in kendi hakları olduğunu düşünmekteydi. İzmir’i elde edemeyen ve ortaklarıyla anlaşamayan İtalyanlar 28 Mart 1919 tarihinde Antalya’ya çıkarma yapmıştı. Antalya’da ve çevre illerde gerektiği gibi ilerleyemeyen ve Türk ordularının bozgunundan korkan İtalyanlar 5 Temmuz 1921 tarihinde geri çekilmiştir. Bu sayede Kurtuluş Savaşı’nın Doğu, Güney ve Güney Batı Anadolu cepheleri hallolmuş oldu. Bu cepheler hallolduktan sonra sıra en büyük direnişe gelmişti. Savaşın başından beri İngilizlerin desteğiyle Batı Anadolu’da ilerleyen Yunanlar, artık Ankara sınırına dayanmıştı. Yunanların Ankara’yı işgal etmesi demek Kurtuluş Savaşı’nın kaybedilmesi demekti. Bu yüzden bazı Meclis üyeleri Meclisin Kayseri’ye taşınması gerektiğini savundu. Fakat meclis üyelerinin büyük kısmı bu fikre karşı çıkmıştır. Bu doğrultuda Yunanlara karşı büyük direnişin temelleri atılmaya başlandı. TBMM’nin bu şartlardaki amacı savaş bitmiş gibi davranmaktı. Türk orduları 1 yıl boyunca hazırlanabilmek için savaşı bir kenara bırakarak normal hayatlarına dönmüş gibi davrandılar. 1 yıl boyunca hiçbir askeri harekât düzenlenmedi ve halk normal hayata dönmüş gibi futbol ve dans gibi aktivitelere yönlendirildi. Bu sayede düşman Türklerin hazırlıksız olduğunu düşünmeye başladı. Fakat bu süreçte Türk orduları yurt dışından gelen yardımları aldı ve çeşitli cephelere yönlendirdi. Her şey hazır olduktan sonra İngilizlerin desteği altındaki Yunanlara karşı direniş başladı. Türk orduları Batı cephesinde Yunanlarla 1. İnönü, 2. İnönü, Sakarya Meydan Savaşı ve Büyük Taarruz gibi savaşlar altında mücadele etti. Batı Cephesinde kazanılan zaferlerin büyük bölümü Batı Cephesi Kumandanı İsmet Paşa’nın eseridir. Bu savaşların çok büyük bir kısmı düzenli ordu birliklerinin zaferiyle sonuçlanmıştır. Bu savaşlardan en büyüğü olan ve Mustafa Kemal’in de bizzat katıldığı bir harekât olan Büyük Taarruz 9 Eylül 1922 tarihinde Türklerin zaferiyle sonuçlanmıştır. Türk orduları İzmir’e giriş yapmış ve Kurtuluş Savaşı’nın askeri cephesini sonlandırmıştır.

Kurtuluş Savaşı’nın Siyasi Cephesi

Büyük Taarruz harekâtıyla düşmanı denize döken Türk ordusunun sıradaki amacı Doğu Trakya’yı ve İstanbul’u almaktı. Fakat bu bölgeler için herhangi bir harekât düzenlenmedi. Türk ordularının artık vazgeçmeyeceğini ve İstanbul’u almadan savaşı bırakmayacaklarını anlayan İngilizler İstanbul’dan çıkmak zorunda kaldılar. Bu sayede savaşın askeri cephesi tamamen sona erdi. Kurtuluş savaşı bittikten sonra İtilaf devletleriyle tam anlamıyla bir barış anlaşması imzalanması gerekiyordu. İtilaf devletlerinin bu husustaki amacı Kurtuluş Savaşını bir isyan gibi göstermek ve savaşın kazananı gibi davranmaktı. Fakat bu konuda muvaffak olmayı başaramadılar. TBMM, düşmanla anlaşma yapması için İsmet Paşa’yı Lozan’a göndermişti. İsmet Paşa, Lozan’da İtilaf devletleriyle pek çok görüşme gerçekleştirdi. Görüşmelerden her iki tarafta tam olarak istediğini alamadı. İtilaf devletleri kapitülasyonlardan ve boğazlardaki ayrıcalıklarından vazgeçmek zorunda kaldı. Türkiye ise Misak-ı Milli hayallerinden vazgeçmek zorunda kaldı. Sonuç olarak 24 Temmuz 1923’de anlaşma imzalandı.